Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Özet : Sanayi devrimini yapabilmek için sömürgeye ihtiyaç olduğunu hepimiz biliriz. Osmanlı zaten sömürgeye karşı gelmiş ve Avrupa devletleri yanında güç kaybetmiştir. Zaten Osmanlı'nın yıkılış sebebi de yine sömürgecilik değil miydi?
Yani Osmanlı sömürgeye karşı bir devlet olduğu için, Sanayi devriminin temeli olan sömürgeyi kabul etmediği için Sanayi devrimini gerçekleştirememiştir.
Detay : Kapitalizmin bazı olmazsa olmazları vardır.. Bunlar Özel mülkiyet, Sermaye, kar, serbest piyasa yapısı vs. vs..
Avrupada başta sermaye sömürü ile elde edildi.. Batı toplumları, 17. yüzyılda ticari kapitalizm zamanında elde etmiş odukları sermayeyle birlikte, 1730 larda ingilterede buharlı makinanın icadı ile sanayi devrimini gerçekleştirdi..
Burada sanayi devriminin iki ayağı var.. 1. si sömürü ile sermaye elde edimi, 2. si ise teknolojik gelişmeler..
Osmanlı devletinin yapısına baktığımızda ise ekonomik ve mali yapı olarak tamamen kapitalist sisteme aykırı olan TIMAR sisteminin varlığını görürüz.. Bu sistemde osmanlı askerlerine belli miktarlarda toprak verilir.. Asker o toprağı tasarruf hakkına sahiptir.. Ayrıca "reaya" denen köylü kesime de işlemesi için toprak verilir..Toprak mülkiyeti devlete aittir (özel mülkiyet yok) ..
Toprağı işleyen "Reaya" denen köylülere ortalama 60-120 dönüm toprak verilir... Devlet vergisini de sipahiler araclığıyla toplar..Bu köylü bu toprağı işleyip çok kazansa ve daha fazla toprak istese bile devlet ona daha fazla arazi vermez.. Sadece o kadar toprağı kendisi için işleyebilir.. ayrıca köylüler toprakları gelişigüzel terkedemezler.. 3 yıllık peşin vergilerini öderlerse toprakları bırakabilirler..
Görüldüğü gibi Osmanlı tımar sistemi tatmamiyle özel mülkiyetin olmadığı, emeğin ve sermayenin tamamen devlet kontrolünde olduğu bir sistemdir.. 3yıllık peşin vergi hükmü ile de köylülerin topraklarını terkedip şehirlere göçmesi engellenmeye çalışılmıştır.. Yani Kapitalizmin tam tersi bir sistem sözkonusu...
Buna artı olarak millet olarak sömürgeciliği, hem dini, hem milli ve ahlaki olarak yanlış bulmamızdan dolayı Osmanlı, zamanında sömürgeci olmamıştır.. böyle oluncada sanayi devrimini gerçekleştirememiştir...
Ama sanayi devrimin ikinci ayağı olan teknlojik ilerlemeler malesef Osmanlı devletinin en büyük zaafı olmuştur.. Teknoloji yoksunluğundan dolayı Osmanlı devleti zamana ayak uyduramamıştır.. Bence osmanlı duraklama ve gerileme zamanında teknolojik gelişmeyi yakalayabilseydi, bazı kalıplaşmış fikirlerden sıyrılıp dinle siyaseti ve devletçiliği ayırabilseydi, şeyhülislamların değil de ilim adamlarının sözünü dinleseydi, bilimin gelişmesinin önündeki engelleri kaldırabilseydi, batı gibi sömürmeden yağmalamadan da bu devrimi gerçekleştirebilir ve sanayileşebilirdi..
Sanayii İnkılabı küçük sermayeden,büyük sermayeye,yani kapitalizme geçilmesini sağlamış,küçük sanayii kuruluşlarının yıkılması,ucuz ve bol üretimi dünya ticaret dengesini değiştirmiştir.Sanayii İnkılabı ile birlikte Avrupa’da hammadde ve Pazar problemi yaşanmıştır.Bu problem batılı ülkeleri hem milli sınırları içinde,hem de sömürgelerinde koruyucu tedbirle almaya ve yeni pazarlar bulmaya zorlamıştır.Kalabalık nüfusu,yer altı ve yerüstü zenginlikleriyle Osmanlı Devleti bu açıdan Batılılar için önemli bir Pazar niteliği taşımıştır.Osmanlı Devleti’nin Sanayii İnkılabı’ndan olumsuz yönde etkilenmemek için alması gereken önlem yüksek gümrük uygulayarak Avrupa mallarına karşı yerli sanayisini korumak ve sanayiini çağdaş teknolojiyle güçlendirerek,Batı malları ile rekabet edebilecek duruma getirmektir.Ancak bunların hiçbiri yapılmadığı için Osmanlı Devleti,Sanayii İnkılabı’ndan olumsuz yönde etkilenmiştir.
Mal üretimi çoğaldıktan sonra,artık kapitülasyonların tanıdığı ayrıcalıkları da yeterli görmeyen Batılılar,Osmanlı Devleti’nin uyguladığı ticaret yasaklarından,tekel uygulamalarından şikayetçi olmaya başlamışlardır.İngilizler,Mısı r valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın çıkarttığı isyan ortamından faydalanarak,1838 Ticaret Antlaşmasıyla bu şikayetlerden kurtulma imkanını elde etmiş,bunu diğer büyük Batılı devletler izlemiş ve ülke adeta bir yarı sömürge ağı içine düşmüştür.Avrupa malı ucuz ve bol miktarda Osmanlı pazarına girerken,Osmanlı ülkesindeki hammadde daha ucuza yurt dışına çıkarılmış,bu da yerli sanayiinin gelişmesini engellemiştir.
Osmanlı Devleti’nin savaşlar yüzünden mali durumunun bozulması ve izlediği yanlış ekonomik politika,Onu Batılı devletlerden borç almaya zorlamıştır.Alınan borçlar yerinde kullanılmadığı için,devlet bu paraların faizlerini bile ödeyememiş ve iflas ettiğini açıklamıştır.Batılıların,Osman lı Devleti’nden alacaklarını tahsil etmek gayesiyle 1881’de kurulan Duyun-u Umumiye Teşkilatı,devletin gelirlerinin önemli bir b**ümünü el koydurmuştur.Bu da Osmanlı Devleti’nin mali bağımsızlığını yitirmesine neden olmuştur.Osmanlı Devleti’nin bu şekilde borçlanması yabancı müteşebbise yaramış,Türk müteşebbisler ya tamamen ortadan silinmiş,ya da yabancılarla anlaşarak çalışmalarına devam etmek zorunda kalmışlardır.Bunun sonucunda demiryolu,limanlar,elektrik-havagazı,su ve maden ocakları hep Avrupalı işletmeciler tarafından işletilmiştir.amacı kar etmek olan bu şirketler,milli kaynakları rasyonel olmayan bir şekilde kullanarak zenginleşirken,ülke kaynaklarını kurutmuşlardır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:53 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Osmanlıda sanayi neden gelişmedi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Yani Osmanlı sömürgeye karşı bir devlet olduğu için, Sanayi devriminin temeli olan sömürgeyi kabul etmediği için Sanayi devrimini gerçekleştirememiştir.
Detay : Kapitalizmin bazı olmazsa olmazları vardır.. Bunlar Özel mülkiyet, Sermaye, kar, serbest piyasa yapısı vs. vs..
Avrupada başta sermaye sömürü ile elde edildi.. Batı toplumları, 17. yüzyılda ticari kapitalizm zamanında elde etmiş odukları sermayeyle birlikte, 1730 larda ingilterede buharlı makinanın icadı ile sanayi devrimini gerçekleştirdi..
Burada sanayi devriminin iki ayağı var.. 1. si sömürü ile sermaye elde edimi, 2. si ise teknolojik gelişmeler..
Osmanlı devletinin yapısına baktığımızda ise ekonomik ve mali yapı olarak tamamen kapitalist sisteme aykırı olan TIMAR sisteminin varlığını görürüz.. Bu sistemde osmanlı askerlerine belli miktarlarda toprak verilir.. Asker o toprağı tasarruf hakkına sahiptir.. Ayrıca "reaya" denen köylü kesime de işlemesi için toprak verilir..Toprak mülkiyeti devlete aittir (özel mülkiyet yok) ..
Toprağı işleyen "Reaya" denen köylülere ortalama 60-120 dönüm toprak verilir... Devlet vergisini de sipahiler araclığıyla toplar..Bu köylü bu toprağı işleyip çok kazansa ve daha fazla toprak istese bile devlet ona daha fazla arazi vermez.. Sadece o kadar toprağı kendisi için işleyebilir.. ayrıca köylüler toprakları gelişigüzel terkedemezler.. 3 yıllık peşin vergilerini öderlerse toprakları bırakabilirler..
Görüldüğü gibi Osmanlı tımar sistemi tatmamiyle özel mülkiyetin olmadığı, emeğin ve sermayenin tamamen devlet kontrolünde olduğu bir sistemdir.. 3yıllık peşin vergi hükmü ile de köylülerin topraklarını terkedip şehirlere göçmesi engellenmeye çalışılmıştır.. Yani Kapitalizmin tam tersi bir sistem sözkonusu...
Buna artı olarak millet olarak sömürgeciliği, hem dini, hem milli ve ahlaki olarak yanlış bulmamızdan dolayı Osmanlı, zamanında sömürgeci olmamıştır.. böyle oluncada sanayi devrimini gerçekleştirememiştir...
Ama sanayi devrimin ikinci ayağı olan teknlojik ilerlemeler malesef Osmanlı devletinin en büyük zaafı olmuştur.. Teknoloji yoksunluğundan dolayı Osmanlı devleti zamana ayak uyduramamıştır.. Bence osmanlı duraklama ve gerileme zamanında teknolojik gelişmeyi yakalayabilseydi, bazı kalıplaşmış fikirlerden sıyrılıp dinle siyaseti ve devletçiliği ayırabilseydi, şeyhülislamların değil de ilim adamlarının sözünü dinleseydi, bilimin gelişmesinin önündeki engelleri kaldırabilseydi, batı gibi sömürmeden yağmalamadan da bu devrimi gerçekleştirebilir ve sanayileşebilirdi..
Sanayi Devriminin Osmanlı Üzerindeki Etkileri
Sanayi İnkılabı,buhar gücünün bulunması,bu gücün üretimde kullanılmaya başlanması sonucunda ortaya çıkan üretimin basit el aletleri ile pahalıya ve yavaş yapılması uygulamasının terk edilmesi,üretimin fabrikalarda hızlı ve ucuza gerçekleştirilmesi olayıdır.Yani Sanayi İnkılabı üretimde basit el aletlerinin yerini,makinenin almasıdır.Sanayi İnkılabı,”Globalleşme” denilen,pazarları ve üretimi dünya boyutuna taşıyan ekonomik dönüşümün de başlangıcını teşkil etmektedir.Sanayii İnkılabı küçük sermayeden,büyük sermayeye,yani kapitalizme geçilmesini sağlamış,küçük sanayii kuruluşlarının yıkılması,ucuz ve bol üretimi dünya ticaret dengesini değiştirmiştir.Sanayii İnkılabı ile birlikte Avrupa’da hammadde ve Pazar problemi yaşanmıştır.Bu problem batılı ülkeleri hem milli sınırları içinde,hem de sömürgelerinde koruyucu tedbirle almaya ve yeni pazarlar bulmaya zorlamıştır.Kalabalık nüfusu,yer altı ve yerüstü zenginlikleriyle Osmanlı Devleti bu açıdan Batılılar için önemli bir Pazar niteliği taşımıştır.Osmanlı Devleti’nin Sanayii İnkılabı’ndan olumsuz yönde etkilenmemek için alması gereken önlem yüksek gümrük uygulayarak Avrupa mallarına karşı yerli sanayisini korumak ve sanayiini çağdaş teknolojiyle güçlendirerek,Batı malları ile rekabet edebilecek duruma getirmektir.Ancak bunların hiçbiri yapılmadığı için Osmanlı Devleti,Sanayii İnkılabı’ndan olumsuz yönde etkilenmiştir.
Mal üretimi çoğaldıktan sonra,artık kapitülasyonların tanıdığı ayrıcalıkları da yeterli görmeyen Batılılar,Osmanlı Devleti’nin uyguladığı ticaret yasaklarından,tekel uygulamalarından şikayetçi olmaya başlamışlardır.İngilizler,Mısı r valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın çıkarttığı isyan ortamından faydalanarak,1838 Ticaret Antlaşmasıyla bu şikayetlerden kurtulma imkanını elde etmiş,bunu diğer büyük Batılı devletler izlemiş ve ülke adeta bir yarı sömürge ağı içine düşmüştür.Avrupa malı ucuz ve bol miktarda Osmanlı pazarına girerken,Osmanlı ülkesindeki hammadde daha ucuza yurt dışına çıkarılmış,bu da yerli sanayiinin gelişmesini engellemiştir.
Osmanlı Devleti’nin savaşlar yüzünden mali durumunun bozulması ve izlediği yanlış ekonomik politika,Onu Batılı devletlerden borç almaya zorlamıştır.Alınan borçlar yerinde kullanılmadığı için,devlet bu paraların faizlerini bile ödeyememiş ve iflas ettiğini açıklamıştır.Batılıların,Osman lı Devleti’nden alacaklarını tahsil etmek gayesiyle 1881’de kurulan Duyun-u Umumiye Teşkilatı,devletin gelirlerinin önemli bir b**ümünü el koydurmuştur.Bu da Osmanlı Devleti’nin mali bağımsızlığını yitirmesine neden olmuştur.Osmanlı Devleti’nin bu şekilde borçlanması yabancı müteşebbise yaramış,Türk müteşebbisler ya tamamen ortadan silinmiş,ya da yabancılarla anlaşarak çalışmalarına devam etmek zorunda kalmışlardır.Bunun sonucunda demiryolu,limanlar,elektrik-havagazı,su ve maden ocakları hep Avrupalı işletmeciler tarafından işletilmiştir.amacı kar etmek olan bu şirketler,milli kaynakları rasyonel olmayan bir şekilde kullanarak zenginleşirken,ülke kaynaklarını kurutmuşlardır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:53 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx